23 Haziran 2013 Pazar

Vızz


Uzanmış gözlerimi bulutlarda gezdiriyorum.Rüzgarın ağaçlara dokunuşu , kulaklarıma çarpıyor.Cennetten koparılmış bir gün gibi .Uzaktan gitar sesleri geliyor.Yanlış basılmaksızın notalardan ibaret. Notalar ağaçlarla sevişiyor..Kuşlar bu dokunuşlara bu aşka cevap veriyor.Çok güzel değil mi ?
Ufak dokunuşlar hissediyordum.Vücuduma bir yabancı hakim olurcasına büyülüyordu beni.Pürüzlü derimde küçük dokunuşlar canlanıyor , dans ediyorlar.Rahatsız edici bir o kadar da insanın hislerine hükmeden.
Gözlerimi açtım.Bu bir insan dokunuşu değildi her şeyden daha da farklıydı.Küçük bir sinek üstümde geziniyordu sadece. İğrendim kendimden midem bulandı.Nasıl küçük bir sinek bende hiç bir kadının uyandıramadığı o duyguları uyandırabilirdi.Kendimi bir bok gibi hissediyordum. Midem bulanıyordu.Kendimi bu kadar yalnızlığa iten şey neydi ? Kendim dahil her insandan nefret etmem mi bu duyguları bende oluşturuyordu ?
Sanmıyorum

İnsan sevdiklerinden nefret edermiş.Midesinin bulandığını sanmıyorum.Kafka'yı dönüşüme iten de kendinden iğrenmesi olabilir mi ? Yoksa benim ki gibi bir tutku mu ? Sabah kafamı kaldırdığımda bir sinek gibi ellerimi anlamsız ve komik bir şekilde bir birine sürtüp ''ne oluyor fuck
? '' mi diyecektim ?

19 Haziran 2013 Çarşamba

YOKUŞ

                                          YOKUŞ
                                     1
Yolların beni getirdiği krem rengi boyaların zor tutunduğu 3 katlı her katta 5 oda bulunan fahişelere , ayyaşlara , hırsızların 3-5 kuruş vererek kaldığı bir yerde yaşıyordum . Eski evlerden daha kötü değildi . 3-5 haşere , pis lekeli bir perde , yayları çıkmaya yüz tutmuş bir yatak , döl lekelerinden geçilmeyen yeşil bir çarşaf , kokuşmuş bir yastık . Haşereler beni hiç bir zaman rahatsız etmemişti. Onlar benden arta kalanlarla geçinmeyi iyi biliyorlardı. Benden daha rahat bile sayabilirdim onları. Keşke onlar yerinde olabilseydim diye geçiriyordum içimden . Alkol , çerez kalıntıları yeterdi benim için. Arada bir sevişecek birilerinide bulacağıma emindim . Evin önünde tekele giden yarım yamalak ışıklandırılmış , belediyenin unuttuğu giderken seni daha hızlandıran dönerken pekte yormayan bir yokuş var. Bu yokuş kimi zaman bitip tükenmek bilmeyecek sonsuz bir boşluğa uzanır kimi zaman sigaramı daha yarılayamadan evin önüne varmış olurdum . Eskiden oturduğum apartman dairesi geliyordu bu yokuşu gördükçe aklıma . Tuvalet camından klozetin üstüne çıkıp baktığın zaman bundan daha da eğimli bir yokuş görünürdü. Her sabah saat dokuz da komşu kızını gözlemek için klozetin üstüne çıkardım . Yokuştan öyle bir salınışı vardı ki ya o beni tahrik ediyor ya da tuvalet camı yüzünden yarım yamalak gördüğüm o göğüs ve bel beni tahrik ediyordu . Erken kalktığım her gün onu gözlemek için o boktan camın arasına sokmaya çalışıyordum kafamı .Her yeni ev bana eski evlerden anılar sunuyordu.

2
Aradan iki ay geçti . Bu pis ve boktan ev daha çok insan görmeye başladı . Sürekli insanlar gelip insanlar gidiyordu . Hiç birinin ne yüzünü ne tadını hatırlayabiliyorum . Alt oda da oturan Enis hariç. Enis keyfine düşkün benim gibi pis bir alkolikti . Kirli sakalı yüzündeki bir çok kusuru örtüyordu . Vücudu kaba ve koca bir bira göbeği vardı . Eğlenmesini bilirdi Enis . Kızların her türünü görmüştü belkide. Avrupaya gitmiş Hollanda da çalışmıştı. Bu daha çok onun her yerde anlattığı herkesin saygısını kazandıran hikayesiydi. İğrenirdim bu hikayeden ama iyi biriydi içmesini bilirdi. Kimsenin bilmediği bir süpermarketin deposunda çalışıyordu sürekli ''İyi bir iş ama ayık olmak gerektiriyor. '' derdi . Ayık işe gittiğini hiç zannetmiyorum . Bir fili öldürene kadar içerdik çoğu zaman kalktığımda gitmiş olurdu.
''Adi köpek yine bulaşığı kitleyip gitmiş . '' derdim .
Saat sekiz buçuğu geçiyordu . Karafatmalar ve sineklerin dansını izlerken birden kapı çaldı. Gelen Enis'ti.Yanında iki tane çıtır duruyordu. Kızlardan biri 1.80 boylarında uzun ve genişçeydi. Bir tür sporla uğraştığı kesindi. Adı Esra'ydı. Diğer 1.60 boylarında daha minyon küçük ama kendinden daha büyük göğüslere sahipti.Saçları kısa ve kahkülleri vardı adı Dilek ' ti.
Enis '' Adi herif saat 8.30 yaşlanıyorsun gözlerinden uyku akıyor .''
''Alkol ve sohbet edecek kimse olmadığı için dalıp gitmişim .''
Kızlar gözümün içine bakıyordu .
''İçeri davet etmeyecek misin bizi koca şişe Jack ' im var . ''
'' Soruyor musun bir de gelin ! ''
Güzel bir gece olacağından emindim hem biraz sevişir hemde bolca içecektim . Tek sorun hangisini hangimizin alacağıydı. Seçim hakkını Enis ' e bıraktım .Dilek üstünde atlete benzeyen göğüslerini daha cok ortaya atan bir şey giymiş altında ise dandik bir tayt vardı. İç çamaşırı giymediği götüne bakınca belli oluyordu.İnsanı yakıyordu baktıkça .
Dilek odadaki sessizliği bozdu .
''Kendini tanıtmayacak mısın bebek yüz ''
''Ben Eser . ''dedim konuşurken gözlerimi taytın şekillerinden alamasamda çaktırmamaya çalışıyordum ona bunu .
Enis '' Kendisi pek konuşkan değildir iyi içer iyi düzüşür. '' diye araya girdi .
''HAHAHA , onunla bu kadar yakınsınız demek ? ''
''Gecenin sonunda öğrenirsin . ''
''Hadi Eser hep beraber fondip ! ''
Severdim fondip yapmayı. Benden daha geç yıkılacak sarhoş olacak olanları bilirdim diklerdim her seferinde . İçtikçe konuşmaya başlardım çenem daha çok düşerdi. İçtikçe daha çok cinsellik yüklerdim eylemlerime . Daha çok cinsellik görürdü gözlerim . Badinin içinde sallanan göğüsler daha çok büyürdü gözümde sallandıkça sallanırdı. Zaman çizgisi kaybolurdu. Hep o an yaşanırdı benim için sadece ben gözlerim ve sallanan avuç dolusu memeler. Enis kızını seçmişti . Bana Dilek kalmıştı . O kadar kusursuzdu ki.Yapılan bir araştırmaya göre insanların yüzde yetmiş beşi porno izlerken pornostarların pornolarını izleyemiyor .Daha çok amatör başlıklara yöneliyormuş. Bu bir tür kendini onunla sevişmeye uygun görmemekten kendini yetersiz hissetmekten kaynaklanıyor.Zamanında atlarda da bu durum görülmüş.İngiliz saf aygırının önüne çiftleşmesi için bir çok güzel kısrak getirmişler. Aygır hiç biriyle çiftleşmemiş .En son birinin aklına o güzel kısraklardan birini çamura bulamak gelmiş. Çamura bulanan kısrağı gören aygır hiç olmadığı kadar bir gösteriyle saldırmış dişisine . Aynı özgüven eksikliğini şu an ben çekiyordum . Enis ile Esra bir birlerini götürmeye çoktan başlamışlardı .Aklımdan bir çamur öbeği fırlatmak geçiyordu kızın üstüne.
Yavaşça dileğin kulağına doğru eğildim . '' Odam da devam edelim mi Jacklerimizi götürmeye ? '' bunu söylerken dilim onun kulak memesini teğet geçiyordu. Bu durumun onun tüylerini diken diken yaptığını farkettim.Bu gitgide hoşuma gitmeye başlamıştı ama onu elde ettiğimide anlamıştım .Bu fikir kafamı iyice karıştırmıştı.Artık o çamurun ona bulaştığını farkettim.İçkilerimizi yatağımızın üstünde bitirdikten sonra yavaşça belinden kavrayıp kendime doğru çektim onu .
''Bak bak bak Enis ' in anlattığı kadar varmış .''
''Daha da fazlası küçük hanım .''
Belimden kendime doğru çektim onu . İyice vücüdunu vücuduma yapıştırdım . Dudaklarına doğru yöneldim . Sertçe vücudumu duvara yasladım .
''Devam et Eser , seni istiyorum . ''
Kulağına doğru eğildim dişlerim ve dilimle kulak memesini zorluyordum .Bunu yaptıkça kendinden daha fazla geçiyordu. Kucağıma alıp yatağa attım taytı , atleti umrumda değildi .Çırılçıplak karşımda duruyordu ama üstünde çamur vardı.

3
Çok kötü bir baş ağrısıyla uyandım sabah. Pis küflü tavana bakıyordum . Baktıkça daha çok midem bulanıyor , daha çok başım ağrıyordu. Tuvalete gittim.Duş almaya çabalıyordum . Duştan pis depodan gelen paslı su akıyordu . Duştan çıktım gözüm Enis' le Esra' yı arıyordu. Onlarında çekip gitmiş olması gerekiyordu. Çekip gitmişler salondaki koltukları bok etmeyi unutmamışlardı . Bazen kafam eser çok sıkılırım kirlilikten . O günde böyle bir gündü . Bok kokulu evi elimden geldiğince toparlamaya çalışmaya koyuldum . Arkadan Bon Jovi temizliğe yardım ediyordu . Bitmiyordu sigara çöpleri , içki çöpleri , yemek sepeti siparişlerinin çöpleri 7 torba pis leş çöp çıkarıp attım dışarı.Dışarıda hiç kimse yoktu .Sabah olmasına rağmen terk etmişti insanlar bu adı duyulmamış mahalleyi . Hafifçe yokuştan aşağı inmeye başladım daha fazla çöp yapabilmek için.
Yolda Dilek ' e rastladım .
''Naber ?'' dedim
'' Ooo Eser kendine gelmişsin dün gece bir harikaydı .''
'' Bu gece yine bana gel bu sefer yalnız oluruz . ''
''Tamamdır .''dedi.
Bu rastlantı hiç olmadığı kadar güzel hiç olmadığı kadar kusursuz olmuştu.Kimsenin olmadığı bu sokakta onu görmem şans değildi de neydi ?
Gece yine standart bir gece olacaktı benim için. Tekele gidip bir kaç bira aldım ve kötünün iyisi bir şarap .Yine yokuş hiç bitmeyecek bir uzaklık gibi geliyordu benim için yol uzadıkça uzuyor zaman bir türlü geçmiyordu .

4
Eve geldiğimde evin havalanması için açık bıraktığım camdan içeriye bir sürü sinek dolmuş karafatmalarla beraber evdeki canlı populasyonu git gide artmaya başlamıştı . Nefret ederdim sineklerden . Neden sadece ısırmak yerine gecenin en tatlı dakikalarında kulağınızın dibine girerek o sinsi ve huzursuz sesi çıkarır hiç anlamam . Beni rahat bıraktığı müddetçe benden beslenmesine karışacak değildim .Altı üstü bir sinek.
Siyah torbadan bir bira çıkarıp kalanları olduğu gibi buzdolabına koydum . Camel ' dan bir tane çekerek kitaplığımdan bir şiir kitabı aldım hem biraz kafamı dinler hem de keyif yaparım diye düşünüyordum ki telefon çalmaya başladı . Numarayı tanımıyordum . Genel olarak kimseyi telefona kaydetmem tanımadığım numarayı açmazdım . Kim olacağını aşağı yukarı tahmin ediyordum açmadım .
Gece olmadan kapı çaldı.Yavaşça kapıyı açtım .
'' Eser biraz erken geldim umarım senin için sorun değildir .''
''Ne sorunu saçmalama geç otur içeriye keyfine bak''
''Bu evin senin olduğuna emin misin ?''
''Neden?''
''Bu kadar düzene alışık biri olduğunu sanmıyordum sen mi toparladın ?''
''İnsan sıkılınca ne yaptığını şaşırıyor en azından daha az boğuyor artık beni ''
''Haklısın .''
Dilek dün akşam ki kadar yine çekici geliyordu benim için.Sadece çok fazla içmediğim için artık dediklerini anlayabiliyordum . Sonsuz kelimeler içinde konuşuyordu takip edemiyordum . Bu durum saatler ilerledikçe beni daha çok yoruyordu. Ben kafamın içinden onun çıplak vücudunu hayal ediyor .Boynundan akan terlerin nasıl süzülüp göbeğine doğru ince ince kıvrılarak gittiğini düşünüyordum .
''Eser ESER beni duymuyor musun ?'' diye dürtmeye başladı beni.
'' Pardon dalmışım .''
''Hep ben konusuyorum sen hiç konusmuyorsun . Anlat bakalım .''
''Ne anlatmalıyım ?'' ne anlatmalıydım ki . Sevişip içmekten başka yaptığım bir şey yoktu .
''Nerde çalışıyorsun ne yapıyorsun ?''
''Çevirmenim ben arada bir roman çevirisi yapıp para kazanmaya çalışıyorum .''
Bunu söylememle beraber bir sürü roman sormaya başladı neleri çevirdin kimleri seversin . Bu sorular hem beni hem onu yoruyordu çünkü kendimden başka kimseyi sevdiğim söylenemezdi .
Kapı tekrar çaldı.Kimseyi beklemiyordum . Kimin olduğunu bilmediğim numaralar gibi kapıyı pek önemsemedim .Gittikçe kapıyı zorladı .
''Eser açmayacak mısın ?''
Zorla kapıya doğru gittim.Kapıdaki ev sahibiydi .
''Eser Bey 2 aydır kira ödemiyorsunuz . Eve kimin girip kimin çıktığı belli değil ben elimden gelen toleransı size gösterdim . Yarın ya evden eşyalarınızı toplayıp çıkarsınız ya da yetkililere derdinizi anlatırsınız .''
İlk defa başıma gelen bir durum değildi . Tek dert bunu Dilek'in önünde söyleyip beni küçük düşürmesiydi. Dilek geldi yanıma ve dudaklarını dudaklarımla birleştirdi.
''Üzülme bebek yüz bende kalabilirsin. '' dedi.
''İlk defa başıma gelen bir durum değil alışığım '' dedim
'' E o zaman hadi şaraplarımızı doldur ben pizza söyledim .''
Şarapları doldurdum yine o kapı zili bu sefer pizzaydı. Dilek ısmarladı . Pizza çerez gibi şarap biralara eşlik ediyordu. İkimizde tam olmak istediğimiz yerde kalmıştık. Koltukta iyice gerinmiş otururken kucağıma geldi .Kot pantolonun arka ceplerinde o lanet demirimsi şeyler battıkça batıyordu bacağıma . Acıdan öpüştüğümüz ana konsantre olamıyordum . Kaldırıp yatağıma götürdüm . Ateşler içindeydik ter kokularımız bir biriyle tekrar bulaşıyordu . Yarığı sulanmış içeriye davet ediyordu. Kökledim iyice avuçlarımı doldurdum dolgun göğüslerle.Hevesim kaçtı birden.Durdum .
''Ne oldu Eser ?''
''Erken boşaldım .''
''Üzülme , o dilinle yaptığın şeyi tekrar yap .''
Canım hiç istemiyor midem bulanıyordu . Mastrbasyonda boşaldıktan sonraki isteksiz duruşum tekrar gelmişti ve bu pek sık olmadığı için elimden geleni yapıp uykuya daldım .
Sabah olduğunda evinin adresiyle birlikte bir yirmi lira buldum. Akşam seni bekliyorum DİLEK.

Yüzümü yıkadım . Duş almadım duş almaya üşeniyordum . Dişlerimi fırçalayıp çantama bir kaç parça eşyamı tıkıp evden çıktım . Enis kapıdan çıkıyordu. Beni görmemesi için hızlı adımlarla evin dışına attım kendimi . Bir daha ne Dilek' i ne Enis'i gördüm . Uzun bir yokuş iniyordum hiç bitmemekçesine .

9 Haziran 2013 Pazar

Sen Ben Siz Biz

Bir fidanla başladı her şey. Büyüdük.Göklere yükseldik ağaç olduk .Kardeşlerimiz filizlendi.Artık büyük ve kocamanız.Kucağımızı açmış bekliyoruz.Göklere dokunmak için bekliyoruz .Hep beraber fidandan toprağa 

Gezi

#Gezi
Bir park düşün
Ağaçlar tanrıya el uzatmış
Yürekleri sıcak
Yürekleri güçlü
Bir park düşün
Üstündekiler kardeş
Yürekleri sıcak
Yürekleri güçlü 
Bir ağaç düşün
Kızgın, ihanete uğramış
Üstündekileri düşün
Kızgın bu ihaneti beklercesine 
Kardeşliği düşün 
Üstündekilerle ormanlar gibi 
kardeşcesine
Onurlu , gururlu , kızgın !