Uzanmış gözlerimi bulutlarda gezdiriyorum.Rüzgarın ağaçlara dokunuşu , kulaklarıma çarpıyor.Cennetten koparılmış bir gün gibi .Uzaktan gitar sesleri geliyor.Yanlış basılmaksızın notalardan ibaret. Notalar ağaçlarla sevişiyor..Kuşlar bu dokunuşlara bu aşka cevap veriyor.Çok güzel değil mi ?
Ufak dokunuşlar
hissediyordum.Vücuduma bir yabancı hakim olurcasına büyülüyordu
beni.Pürüzlü derimde küçük dokunuşlar canlanıyor , dans
ediyorlar.Rahatsız edici bir o kadar da insanın hislerine hükmeden.
Gözlerimi açtım.Bu bir insan
dokunuşu değildi her şeyden daha da farklıydı.Küçük bir sinek
üstümde geziniyordu sadece. İğrendim kendimden midem bulandı.Nasıl
küçük bir sinek bende hiç bir kadının uyandıramadığı o
duyguları uyandırabilirdi.Kendimi bir bok gibi hissediyordum. Midem
bulanıyordu.Kendimi bu kadar yalnızlığa iten şey neydi ? Kendim
dahil her insandan nefret etmem mi bu duyguları bende oluşturuyordu
?
Sanmıyorum
İnsan sevdiklerinden nefret
edermiş.Midesinin bulandığını sanmıyorum.Kafka'yı dönüşüme
iten de kendinden iğrenmesi olabilir mi ? Yoksa benim ki gibi bir
tutku mu ? Sabah kafamı kaldırdığımda bir sinek gibi ellerimi
anlamsız ve komik bir şekilde bir birine sürtüp ''ne oluyor fuck
? '' mi diyecektim ?
? '' mi diyecektim ?
0 yorum:
Yorum Gönder